11 Ağustos 2007 Cumartesi

BİR GÜN YENİDEN AYNALARLA DOST OLACAKSIN

BİR GÜN YENİDEN AYNALARLA DOST OLACAKSIN


Korkularını yakalamaya çalıştığını gördüm. Titredin, çocuksu ama sinsi bir gülücük yerleşti dudaklarına. İlk kaybedişinden bu güne kadar çektiğin tüm iç acılarını silip atmak isteği dudak ucundaki o aşağılık kıvrıma oturmuş, seni senden uzaklaştıran o bakışın en önemli unsurunu oluşturuyordu. Bilinmezlik kaderin olsun istemezdin. Kimse istemez. İyi de, kim bilebilir hangi aşkın sonucunun ne olacağını? Çok fazla yaşamak lazım, çok badireler atlatmak. Fena sayılmazsın bu konuda. Herkesin derdi kendine dağ görünür, seninki de sana, yadsınamaz.

Ağlamanın hiçbir işe yaramadığını şimdiye kadar öğrenmiş olman gerekiyordu. Benim sana anlatmam ne ifade edecek ki? Zaten bildiklerini hatırlatmaktan öteye gidemem. Boş bir dünyanın boş bir köşesine fırlatıldığını bir süre düşünmek, hissetmek zorundasın kendini yeniden bulmak için. Bu yediğin ilk kazık değil, son hüsranın da olmayacak. Alışmak zorundasın. Karşındakiler sen değil. Vermekten vazgeçmediğin sürece alamayacaksın. Ellerin boş kalacak.

Sabrın mı kalmadı? Ya sana katlananlar? Ya senin ardından ağlayanlar.? Hep onlar suçlu zaten. Sen kendini bulmaya çalışırken kobay ettiklerinin vebalini kimlerin ödemesini isterdin? Aynadır hayat, döner dolaşır kendini görürsün. Sadece o anını yansıtmasını bekleme. Tüm izleri kare kare kalır hayatın sırlı camlarda. Silemezsin, boşuna uğraşma. Tüm karelerde var olacaksın çünkü bu senin aynan. Sadece karanlıkta korunabilirsin kendinden. Karanlıkta kendini göremezsin aynanda. Başka bir problem var şimdi de. Karanlık seni sadece senden koruyabilir. Çevrende olan bitenler devam edecek ve ışık olmadan kendini bunlardan koruman imkânsız. Hep güzel şeyler olmayacak. Birkaç yumruk uçuşacak, birkaç tokat. Kendinden korunacaksın, kendi tokatlarından; bu sefer başkaları vuracak.

Çağır kendini. Bağıra bağıra ismini söyle. Çatlasın aynan. Kaç herkesten, kaç çevrendekilerden. Bir karanlık kutuya hapset kendini. Bir demli çay içmek istediğinde çay kaşığınla, bir bardak su istediğinde sudaki aksinle yüzleşeceksin. Varlıklar sana düşman. Tüm var olanları yık, bir boşluğa at kendini. Aynanın kırık parçaları parçalayacak yüzünü, ellerini.

Yara bere içinde son bulacak hayatın bir zaman diliminin en bilmediğin noktasında.

Bence vazgeç bu savaştan. Toparla kendini. Ağlama artık. Kırdığın aynanın arta kalan parçalarını da topla avucuna. Düz bir yerde birleştir birleştirebildiğin kadarını. Kendini bul yeniden. Kendini gör. En perişan halinde mutlu olacaksın. Kendini özlediğini ve başka gerçek dostun olmadığını anlayacaksın.

Canın öyle çok yanacak ki zamanla, bir gün yeniden aynalarla dost olacaksın.

Hiç yorum yok: